İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV), dünyanın kabul ve saygı gören en önemli festivallerinden birini biz jazz severler ile sıcacık bir Temmuz ayında 24.kez buluşturuyor! İstanbul’un keşmekeş ve suratı asık tavrından kurtulmak için türlü yollar arayanlara güzel alternatiflerinden biri oluyor İstanbul Caz Festivali.
Böylesine özel bir festivalin açılış gecesi için de sıkı hazırlıkların yapıldığını duyuyor ve çıkabilecek herhangi bir soruna karşı gerekli önemlerin alındığını tahmin ediyorduk. Avusturya Kültür Ofisi için biletli/Lale Kart’lı katılımcıların varlığının yetmemesi ve yönlendirilen internet sitesi üzerinden rezervasyon yapılarak listeye dahil olmaları bilet kuyruğundaki çoğu katılımcıyı düşündürse de “neyse, güvenlik önemlidir!” diyerek tipik Alman disiplini örneği ile saat tam 20:00’de içeriye alındık.
İçerideki ilk adımımızda İKSV’de bu güzel festivalinin daha da güzelleşmesi için canla başla çalışan dostlarımız güler yüzleri ile bizleri kapıda karşıladı. Benim gibi festival dergilerini basılı kopya halinde arşivleyen “geri kafalı” dostlarımıza ağızda acı bir tad bıraktıracak bir haber: Festival dergisi artık internetten yayınlanacak! Kağıt nesli yerini yavaştan internet nesline bırakıyor ve sanırım bu kaçınılmaz sona her adımda biraz daha yaklaşıyoruz.
Avusturya Kültür Ofisi bahçesine girmeden kafamızı gökyüzüne kaldırıyor ve minik tartışmalara giriyoruz, “Yok ya, bu akşam yağmur yağmaz, baksana hemhava köşeden ne güzel de açıyor!”…Kendimizi kandırdığımızı bir kaç dakika sonra anlıyoruz, zira ilk yağmur damlası ile İKSV çalışanlarının şaşkın fakat profesyonel tavırları ile katılımcılara yağmurluk dağıtması arasında sanırım bir kaç dakika oynuyor. Gene de bu ‘davetsiz misafir’ sevdiğimiz dostlarımızla sıcak sohbetlerimizin bozulmasına engel olmuyor, önceden tanıdığımız/yeni tanıştığımız dostlarımızla açılış gecesi ve sonraki konserler hakkında sohbet ederken sahneye önce Festival direktörü Pelin Opçin çıkarak 4-20 Temmuz arasında bizleri nelerin beklediğini yansılardaki görüntülerle birlikte anlatıyor, sonrasında da sahneyi IKSV Genel Müdürü Görgün Taner’in elinden Yaşam Boyu Başarı Ödülü’nü almak üzere öncelikle TRT Big Band / Istanbul Hafif Müzik ve Caz Orkestrası şefi Kamil Özler’e ardından da gecenin sahne sahibi büyük usta Fatih Erkoç’a bırakıyor.

Fatih Erkoç Quartet (Photo: Sedal Antay)
Geçen sene başında ilk solo caz albümü “True Love”u çıkaran ve sene sonundaki Akbank Caz Festivali kapsamında CKM – Caddebostan Kültür Merkezi’nde unutulmayacak bir performans gösteren Fatih Erkoç, geçirdiği rahatsızlığının ardından o eski ve herkesin aklına mıh gibi kazınacak konserlerine bir yenisini daha ekliyordu. “True Love” albüm kadrosunu oluşturan davullarda Ferit Odman, kontrbasta Kağan Yıldız ve grand piyanoda Ercüment Orkut bu güzel akşamda Fatih Erkoç’a ve dinmeyen heyecanına ortak oluyorlardı. True Love’dan 4 parçanın çalındığı, Erkoç’un trompet çalmadığı, dinleyicilerin kalplerinde yer kazanmış ünlü caz standartlarına da yer verilen gece ilerlerken nedense özellikle True Love albüm parçalarının hak ettikleri ‘gerçek performanslarının’ açık hava konserlerinden ziyade CKM gibi konser salonlarında daha rahat deneyimlenebileceğini ve bunu albüm ruhunu daha da üst seviyeye çıkarabileceğini düşündüm. İKSV’nin parlak yağmurluk çözümü ile seyircilerin yere oturarak adeta “jazz Woodstock”una dönüştürdüğü geceden, grubun ileride daha değişik, üzerinde daha da özenle durarak sıkı hazırlanılmış, daha zengin ve daha olgun bir playlist ile seyirci karşısına çıkıp hiçbir zaman unutmayacakları başka güzel bir performans gösterebileceklerini umut ederek, son parça “Caravan” sonrası diğer yandan da yoğun İstanbul trafiğini de düşünerek ayrılıyorduk.
24. İstanbul Caz Festivali 4 Temmuz’da başladı!
Festivalin sloganında da zikredildiği üzere artık “şarkılar konuşacak” ve Jazz Dergisi olarak biz de her adımda şarkıların bizlere aktardığı güzellikleri sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz.