Kuhn Fu: “Kuhnspiracy”
Unit Records (2017) – UTR 4753
Ziv Taubenfeld (bass clt)
Esat Ekincioğlu (b)
Lav Kovač (d)
Christian Achim Kühn (g)
1. Taubenfeld
2. Barry Lyndon
3. Deux Ex Machina
4. Signore Django Cavolo
5. Mahrani
6. Pelto Pekka
7. Mono Industrial Post Depression
8. Eiger-Nordwand
Record – Johann Scheerer, Sebastian Muxfeldt
Master – Darius van Helfteren
Mix – Guy Sternberg
Çıktığı günden beri dinlediğim ve en yaratıcı albümlerden biri olduğunu düşündüğüm Oğuz Büyükberber önderliğindeki “Off Monk” albümünün kritiğini dergiye yollarken içimdeki ses, albümün ve albümle birlikte “Oğuz Büyükberber tavrını” bir çok kişiye ulaştırabileceğim umudunu taşıyordu. Yazı sonrası çoğu arkadaşımın parçaları dinlemesi ve albümü beğenmesi sevindirirken, Facebook üzerinden gelen minik bir ses, müzik zevklerime yeni bir kapının açılması için adeta bir davetiye olmuştu.
Esat Ekincioğlu’nun attığı mesaj ile tanışma şansına erişmiştim Kuhn Fu ile. İki sene gibi uzun soluklu bir turnenin ardından yayınladıkları yeni stüdyo albümleri “Kuhnspiracy” ile farklı tempolarda ve farklı soluklarda genellenebilecek jazz müziğine değişik bir pencereden bakıyoruz. Kuhn Fu müziğini “jazz-rock” olarak da tanımlayabilirsiniz, “avantgarde” olarak da, “psychedelic jazz” da… Ya da belki de en iyisi, kalbinizin sesini dinleyerek kendinizi bir kalıba sokmadan özel bir müziğin kollarına bırakmanız olacak, zira karışımızda müziklerini herhangi bir etiket altına sokmadan, “mevcut kuralları yıkmak heyecanı” ile dolu dolu, çok kültürlü ve çok uluslu bir grup var. Gitarist Christan Kuhn’un Almanya ile klarinetist Ziv Taubenfeld’in İsrail kökenli olduğu ve ritm gücünü Sırp davulcu Lav Kovač ve Türk kontrbasçı Esat Ekincioğlu’nın sırtladığı Kuhn Fu, sınır tanımayan ve her zaman iyi ve kaliteli müziğin peşinde koşturacağa benzeyen 4 yakın arkadaştan kurulu.

Kuhn Fu (Photo: Unit Records Archive)
Avusturya’lı illüstrator Artur Bodenstein’in albüm kapağında aktarmaya çalıştığı karanlık duygular, ilk parça “Taubenfeld” ile birlikte dinleyiciye şırınga misali etkisini hafif hafif hissettiriyor. Georg Friedrich Händel şaheseri “Sarabande”ın ilk notaları ile birlikte hemen aklımıza gelen unutulmaz Stanley Kubrick destanı “Barry Lyndon” ise bu albüme isim babalığı yaptığı parça ile birlikte gerçek kimliğini bulmuş adeta. “Deux Ex Machina”, “Mahrani”, “Mono Industrial Post Depression” ve “Eiger-Nordwand” gibi parçalarla ölüm, keder, acı, siyah, koyu karanlık ve depresyon temalarını, ya da tüm bu sıfatların dışında albümü çepeçevra saran o “blue” tavrı dinleyiciye altın tepside sunuluyor adeta.
Albümdeki tüm parçalarda gitarist Christian Achim Kühn’ün imzası var. “Mono Industrial Post Depression”un hazırlık sürecinde Kühn’e Taubenfeld yardım etmiş. YouTube üzerinde dinleyicilerle paylaştıkları performansları üzerine rahatlıkla söyleyebilirim ki, grubun parçaları canlı performanslarda albüm kayıtlarından çok daha uzakta, daha deneysel ve daha yaratıcı olarak şekillendirdiklerini hissedebilmek mümkün. Albümün ilgi çeken başka bir güzel yanı da, herhangi bir kanal kayıt ya da düzenleme, oynama olmadan Hamburg ‘daki ünlü Clouds Hill stüdyolarında canlı olarak kayıt edilmesi. Analog kayıtların önemini bahsetmemiz sanırım gerekmiyor, zira kaliteli kayıt altına alınmış analog çalışmalarda müzisyenlerin parçaları çalarken hissettiği her şeyi saniye saniye deneyimleyebiliyorsunuz.
Şener Şen’in bir filminde geçiyordu, çok da beğendiğim bir replikti: “Bakış açınızı değiştirin”…
“Kuhnspiracy” albümü ile jazz’a karşı olan bakış açınızı korkmadan, gönül rahatlığı ile değiştirebilirsiniz.