Amsterdam’da yaşayan Türk vokalist Yaşam Hancılar’ın ikinci albümü “Strange Fish” 2017 başında çıktı. 2012’deki ilk albümü “Here’s To Life”ta Amerikan ve Brezilya standartlarını seslendirmiş olan olan müzisyen bu yeni albümünde, kendi besteleri ve sözlerinden oluşan parçalara da yer veriyor. Amsterdam Konservatuarı’nda jazz vokal eğitimini tamamladıktan sonra yine Amsterdam’da kendi müzik okulu “Music For Life”ı kuran Hancılar, aynı zamanda da kendi grubuyla konserler vermeye devam etmektedir. Bu albümde de davulcu hariç ekip ilk albümdekiyle aynı; piyanoda Christian Pabst, kontrbasta Marco Zenini ve davulda Joan Terol Amigo. Konserlerde ise gruba piyanist Orestis Petrakis eşlik ediyor.
“Strange Fish” ismi, 2015 yılında Bodrum’dan Yunanistan’a geçmeye çalışırken hayatını kaybeden 3 yaşındaki Suriyeli mülteci Aylan’dan etkilenilerek çıkıyor. Albümle aynı adı taşıyan parçanın bestesi ve sözleri de Hancılar’a ait. Albüm kapağındaki dramatik fotoğraf da, asla unutmayacağımız bu acının sembolik bir anlatımı. Albümde, Yaşam’ın çok sevdiğini bildiğim Brezilya müzisyenlerinden Jobim ve Milton Nascimento gibi bestecilerden piyanist Fred Hersch, Herbie Hancock ve Joe Sample’a kadar geniş ve çok zevkli bir dinleme listesi var. 25 Haziran İzmir, 28 Haziran İstanbul ve 29 Haziran’da Ankara’da ve henüz tarihleri belli olmamış olan Bodrum ve Çeşme konserlerinde dinleyebileceğimiz Yaşam Hancılar Band’i ve albümü birkaç soruda da müzisyenin kendisinden dinleyelim.
Merhaba Yaşam’cım, yeni albüm hayırlı ve bol konserli olsun. Her yaratım sürecinin kendine has zorlukları güzellikleri vardır, ilkinden sonra hazırlık süreci ve ortaya çıkan sonuç olarak nasıl farklar oldu bu ikinci albümde?
En önemli fark bu albümde ilk kez kendi şarkılarıma da yer vermem oldu. İlk albüm benim için özel anlamı olan jazz standartları ve Brezilya müziğinden şarkıların aranjmanlarından oluşuyordu. Yaratıcı süreç ve hazırlıklar o zaman oldukça farklıydı. Kendi bestelerimi yapmak ve sözlerimi yazmak bana bambaşka bir bakış açısı kazandırdı. Diğer şarkıları seçerken de daha farklı bir bakış açısı söz konusu oldu, şarkı seçimlerime kendi şarkılarım başka bir yol çizdi diyebiliriz. Sonuçta bence çok güzel bir repertuar ortaya çıktı, ki şu ana kadar gelen tepkiler de o yönde. İlkine göre daha derinlikli bir albüm olduğunu düşünüyorum.
Konserler turneler; bunları ayarlamak, duyurmak, her aşamasıyla kendin uğraşmak hem zor hem de öğretici diyebilir misin bir müzisyen olarak?
Sanıyorum günümüzde tüm müzisyenler tanınana ve belli bir yer edinene kadar bu yoldan geçmek zorunda kalıyorlar. Tarz fark etmeden. Bütün detaylar ile kendin uğraşmak sadece müzik yapmanın haricinde müzik dünyasında ne kadar farklı ve hatta bazen müzikle hiç ilgisi olmayan unsurlar olduğunu anlamaya yarıyor. Tabi ki ideal durumda ben de her müzisyen gibi sadece müzik ile ve işin sanatsal kısmı ile ilgilenmeyi ona odaklanmayı isterim ama gerçeklik pek öyle değil. Çok da sorun etmemek gerekli sanıyorum, ben kabullendim açıkçası. Geçtiğimiz günlerde Sting’in vokalistler ile ilgili bir belgeselde bir röportajına denk geldim. Orada müzisyen olarak adım adım ilerlediğinde yaptığın her şeyin bir spiritüel etkisi ve katkısı olduğundan bahsediyordu. Mesela günümüzde yetenek yarışmalarından çıkarak bir anda bir şeyler elde etmek isteyenlerde müzisyenliğin o spiritüel gelişimin eksik kaldığını söylüyordu. Ben de katılıyorum ve biraz o açıdan bakmaya çalışıyorum. Her detayla kendin uğraşmayı külfet yerine bir zenginlik olarak görmeye çalışıyorum.

Yaşam Hancılar Band (Photo: Hasan Deniz)
Beste ve söz yazmak hakkındaki düşüncelerin?
Aklına gelen ufak bir müzikal ya da şiirsel fikrin adım adım bir şarkıya dönüşmesi harika bir his! Albümde yer alan kendi şarkılarımı dinlemek inanılmaz bir keyif veriyor. Sahnede söylerken başka türlü hissediyorum. Gerçekten bir şeyler yarattığın hissini veriyor…
Amsterdam’da müzisyen olmak?
Bence şu an dünyanın her köşesinde müzisyen olmak oldukça zor. Amsterdam, İstanbul ya da New York, pek bir fark yok. Ama ben biraz olumlu yönden bakmaya çalışıyorum her şeye. Amsterdam’da olmanın getirdiği çok büyük güzellikler var; en önemlisi Yaşam Hancılar Band burada Amsterdam Konservatuarı’nda kuruldu. İnanılmaz müzisyenler tüm grup elemanları. Yeni piyanistimiz Orestis Yunan, önceki piyanistimiz Christian Alman, kontrbasçımız Marco İtalyan, ilk albümdeki davulcumuz Mauricio Kolombiyalı ve yeni davulcumuz Joan Katalan! Amsterdam ve buradaki konservatuar o kadar büyük bir buluşma noktası ki burada olmasaydım bu ekibin bir araya gelmesi mümkün olamazdı. Sadece bu yüzden bile Amsterdam’da olmaktan mutluyum.
Üçüncü albümle ilgili çalışmalar başladı mı? Yakın dönem müzikle ilgili sahne, okul programların neler?
Evet yeni şarkılar yazmaya başladım. Umarım önümüzdeki yıl başlarında tekrar yeni albüm için kayda girebiliriz. Araya müzik okulu projesi girdiği için ikinci albüm biraz gecikti ama artık arayı fazla uzatmamak lazım.