Alan Broadbent: “Developing Story”
Eden River Records (2017)
Alan Broadbent (p)
Peter Erskine (d)
Harvie S (b)
London Metropolitan Orchestra
Andy Brown: Musical Director
David Juritz: violin/leader
Ralph De Souza: violin
Garfield Jackson: cello
Caroline Dale: cello
Chris Laurence double bass
Anna Noakes: flute
John Anderson: oboe
Anthony Pike: clarinet
Alan Andrews: bass clarinet
Gavin McNaughton: bassoon
Martin Owen: horn
John Barclay: trumpet
Chris Dean: tenor trombone
Owen Slade: tuba
Christine Pendrill: English Horn
Gill Tingay: harp
Gary Kettel: percussion
Tristin Fry: timps.
1. Developing Story: Movement 1
2. Developing Story: Movement 2
3. Developing Story: Movement 3
4. If You Could See Me Now
5. Naima
6. Blue In Green
7. Lady in the Lake
8. Milestones
9. Children of Lima
Herhalde bir 3 sene önce idi, Levent yolunda ilerlerken büyük bir billboard’a gözüm takıldı. Bir kaç saniye de olsa kendimi o ihtişamlı billboard’dan alamamıştım ve az kalsın önümdeki araca toslayacaktım! Yoldaki insanların bağırış çağırışlar bir yana, kalbimdeki heyecan o büyük billboard’taki ışıl ışıl her harf ile bir kat daha artıyordu: “2 Usta 2 Piyano – Kerem Görsev & Alan Broadbent”…
Açıkçası önce inanmadım. Kerem Görsev’in Türk jazz sahnesindeki yerini kimsenin tartışmasına dahi zaten gerek yoktu, zira Görsev özellikle son 10-15 senede ülkemizde jazz müziği denildiğinde ilk anda sayılabilecek 2-3 kişiden biri. Ama Paul McCartney’in ilk standart albümü “Kisses on the Bottom”daki tüm orkestrasyonların altına imzasını atmış, ardından Kerem Görsev Trio ve Charlie Haden – Quartet West grubundan dostu Ernie Watts’ın katkısı ile kayıt ettikleri “Therapy” albümü sonrası grupla minik bir turne yapmış ve kişisel projeleri için ülkesine geri dönen Alan Broadbent ismini gördüğümde bir kaç saniye olsa da düşündüm. Yıllardır dinleyicilere kazandırdığı albümleri ve çalışmaları takip ettikten sonra ”Olamaz” dedim. “Olamaz, koskoca Alan Broadbent, orkestralar ile ülke ülke dolaşan Alan Broadbent, Kerem Görsev Trio’ya eşlik için İstanbul’a mı geliyor?”
16 Kasım günü akşam saatlerinde Kanyon Alışveriş Merkezi’ndeki hummalı çalışma sevincimi kat kat artırmıştı, zira bu özel konserde Kerem Görsev’in karşısında 8 Grammy adaylığı olan, 1997’de “When I Fall In Love” ve 2000’de “Lonely Town” ile 2 tanesini kapmış, sayısız albümde de imzası olan bir dev oturuyordu. Beni Broadbent’e daha çok bağlayan “halk” tarafı ise, Kanyon’a katılan çoğu jazz sever Kerem Görsev, Kağan Yıldız ve Ferit Odman ile konser hatırlarını imza ve fotoğraf ile ölümsüzleştirirken, belki de yaşayan en iyi jazz müzisyenlerinden birisinin en sessiz, en sakin, en doğal, kimsenin onu uzaktan tanıyıp yanına çığlıklarla koşup gelmeyeceğinin bilincinde, adeta hayalet tavırları ile mağazaların vitrinlerindeki elbiselere, ayakkabılara bakması, o yavaş ve minik adımları ile diğer vitrinlere yönelmesi oldu.
Broadbent’in o akşam Kanyon Alışveriş Merkezi’nde jazz severlere Kerem Görsev Trio ile birlikte sundukları akşam bir daha ne zaman tekrar edilebilir, bilemeyiz. Ancak iki müzisyen arasındaki dostluk 2017’de bir kere daha pekişiyor ve Broadbent, Görsev’in 17. stüdyo albümü “Spring Water”da orkestra şef ve aranjör olarak albümdeki yerini alıyordu.
“Spring Water” ile anlaşılan ve yadsınamayacak bir gerçek var ki, Bill Evans için Claus Ogerman kim ise, Kerem Görsev için Alan Broadbent de o oluyordu.

Alan Broadbent & Peter Erskine & Harvie S & Ralf Kemper & London Metropolitan Orchestra (Photo: Eden River Records)
Diana Krall, Pet Metheny ve Michael Buble gibi sayısız jazz müzisyenlerin albümlerinde yer alarak, büyük jazz starları ve büyük jazz ‘egoları’ arasında sessiz ama derin çığlığını duyabildiğimiz Broadbent, diğer yandan da 70’li yıllardan beri kalbinde yıllardır beslediği büyülü hayali gerçeğe çevirmek istiyordu ve trio müziğini orkestra ile birleştirerek kafasında kurduğu hikayeyi en doğru şekilde dinleyiciye aktarmak arzusunda idi. Bu hayalini London Metropolitan Orchestra ile Londra’daki ünlü Abbey Road stüdyolarında gerçeğe dönüştüren Alan Broadbent’e davulda kariyerinde 600’den fazla albümde ve film müziğinde damgası olan, jazz fusion grubu Weather Report’tan da tanıdığımız Peter Erskine, kontrbasta Chet Baker, Stan Getz, Gil Evans, Tony Bennett, Michael Brecker gibi efsanelere çalan ve Amerika’da “jazz büyükelçisi” seçerek bu titr ile Avrupa ve Güneydoğu Asya’da turnelere çıkan Harvie S eşlik ediyordu (editörün notu: Harvie S 2009 yılında Nardis Jazz Club’da sahne almıştır). London Metropolitan Orchestra’nın canlı performans CV’sinin de ne kadar zengin olduğunu düşünürsek (Eric Clapton, Sting, Quincy Jones, Jimmy Page/Robert Plant, Pink Floyd, Vangelis gibi…) “Developing Story” albümü ile Alan Broadbent’in sırtının yere gelmediğini rahatlıkla söyleyebiliriz.
Albümdeki Broadbent imzası taşıyan parçalar, kısım “Part” yerine “Movement” olarak adlandırılmış, ki sadece bu isim seçimi bile bence sanatçının yaratıcığın başlı başına bir göstergesi olabilir. “Movement 1”, albümdeki Hollywood-vari havayı daha ilk saniyeden itibaren dinleyiciye yansıtıyor. Orkestranın güçlü girişi, Broadbent’in solo geçişi sonrası dinleyici ile selamlaşan Trio’nun bayrağı en önde taşırken orkestranın trio’yu nazik şekilde takibi ve böylece Broadbent’in aktarmaya çalıştığı hayaline ortak olabilmek müthiş! Broadbent’in eşi Allson’a ithaf ettiği “Movement 2”, Broadbent’in kalbindeki sevgiyi etkili bir vals formunda bizlerle buluşturuyor. Trio girişi ile başlayan “Movement 3”, orkestranın birlikteliğe katılması ile tatlı bir koşuşturma havasına bürünüyor. Koşuşturmanın doruklarında Erskine’ın solosu ve solonun ardından üflemeliler ile parçanın hükümdarlık tavrına bürünmesi kulak kabartılacak cinsten. Ortasına doğru notaların yükselerek dinleyeni yüksek bir uçurumun tepesine çıkardığı parça, bir anda trio’nun intro’daki neşesine geri dönüyor. Movement 3, albümün dinledikçe alışabileceğiniz parçalarından biri.
Ferit Odman’ın Equinox’tan çıkan ve Tadd Dameron’a saygı niteliği taşıyan üçüncü stüdyo albümü “Dameronia With Strings”de adeta bir idman havasında dinleyerek sevdiğimiz “If You Could See Me Now”u Dameronia’dan önce Dianne Reeves ve Morgana King’den dinlemiştim. Parçanın bu büyük bir orkestrasyon eşliğinde dinlemek de keyif verici oldu.
Coltrane standardı “Naima”, Quartet West grubunda iken Charlie Haden’ın çalmaktan en zevk aldığı ve Broadbent’in bu albümde Haden’a adadığı Miles klasikleri “Blue In Green” ve dinleyicilerin bu albümdeki icrasını tekrar tekrar deneyimleyeceklerini düşündüğüm Gil Evans esintili “Milestones” albümdeki cover parçalar… Quartet West yıllarında “film noir” akımına hayran kalan dörtlünün “Haunted Heart” albümünde kayıt ettiği “Lady in the Lake”in bu albümdeki icrası ile dinleyiciden tam not alacağını düşünüyorum. 1970’de Peru’da gerçekleşen depremi, etkilerini, ve özellikle depremi yaşan çocukların hislerini Woody Herman & Houston Symphony Orchestra eşliğinde “The Children of Lima”da aktarmaya gayet gösteren Broadbent, bu sefer de aynı hisleri London Metropolitan Orchestra aracılığı ile yansıtmaya çalışıyor.
Orkestral müzik ve orkestral jazz sevenlerin ellerinden düşüremeyeceklerini düşündüğüm ve hayallerin gerçeğe dönüşebileceğinin en büyük göstergelerinden biri olan “Developing Story” için albümlerimizin arasında özel bir yer ayıracağımız kesin.