Türk jazz ailesi 2022’ye son derece kara bir haber ile veda etti. Eşsiz müzisyen Ayşe Gencer bir süredir devam eden rahatsızlığının hızla ve aniden kötüye gitmesi sonucu vefat etti. Aslında bir nebze olsun toparlanmaya başladığı konuşuluyordu. Bu zamansız kayıp ailesi ve biz sevenlerinin üzerinde tarifsiz bir yıkım etkisi yaratmıştı. Yakın dönemde ailemde kayıplar yaşamış biri olarak sevdiğim bir sanatçının ve güzel bir insanı kaybetmenin acısını daha da derinlerde hissettim ve Ayşe Gencer’in anısına bir teşekkür mahiyetinde birkaç satır görüşümü Jazz Dergisi’nde yazarak ölümsüzleştirmek istedim.
1 Ocak günü Levent Camii avlusuna Gencer’i uğurlamaya gelen vefalı dostlarının aileye desteği Gencer’in ömrünü ne kadar güzel geçirdiğinin göstergesiydi. Hem ani kaybın şokunu yaşayan İmer Demirer’in hem Ayşe Gencer’in altın kalpleriyle senelerdir kurdukları dostluklarını ve ne kadar çok sevildiklerini gördüm. Ayşe Gencer’in kardeşi Bora Gencer, metanetli görünse de kalbinin derinliklerinde yaşadığı acıyı hissedebiliyordum. Duyduğuma göre vefat haberi ciddi sağlık sorunları yaşayan Türk jazz’ının çınarı İlham Gencer’den saklanıyordu. İlham Gencer, cenaze töreninde bu sebeple yoktu.

Ayşe Gencer @ Akbank Caz Festivali (Photo: Leyla Diana Gücük)
Ülkemizde jazz adına değer üretmiş her kim varsa o gün avludaydı. Bu son derece buruk ama bir o kadar da gelecek nesillere vefalı olmanın ne olduğunu öğretecek türden duygulu bir araya geliş bizim kötü günde bir olmayı becerebilmiş bir jazz ailesi olduğumuzun da bir göstergesi.
Aile olabilmenin, sevginin ne kadar kıymetli olduğunu ömürlerinin her saniyesinde yaşayan bir çiftti, İmer Demirer ve Ayşe Gencer. Kederli İmer abinin sarıldığı her bir dostunda Ayşe abla ile anılarından bir hatıra gördüğünü biliyorum. Acısını hafifletebilecek bir söz yok ama kaybının ardından dolu dolu geçirdiği ömrüne yakışır bir uğurlama ile eşinin dostlarına veda ettiğini görmek umarım yarasına az da olsa merhem olmuştur.
Yaşamlarını sahnede ve kayıtlarda müzik üreterek, insanları müzik ile mutlu ederek, duygulandırarak geçiren müzisyenlerin birbirlerinin göz yaşlarını silerek dostluklarına tutunduklarını gözlemlediğim ve kendi kendime dersler çıkarttığım bir süre oldu.
Gidenin ardından söylenecek şey çok azdır. Cenaze sırasında ayaküstü baş sağlığı dilediğim her bir dost Gencer’in anısına birer güzel anıyı gözleri yaşlı aktarmıştı. Aralarında en duygulandıklarımdan biri usta fotoğrafçı Levent Öget ile sohbetimizde duyduklarımdı. Cenazede yakalarımıza iliştirdiğimiz fotoğraf aynı zamanda Gencer’in tek albümü olan Levent Öget’in objektifinden But Beautiful’un kapak fotoğrafı olan siyah beyaz fotoğraftı. “Ayşe’nin en sevdiği fotoğraftı. Çok nazik bir insandı. Her defasında beni arayarak bu fotoğrafı kullanmak için izin isterdi, ben de ona bu fotoğraf senin dilediğin gibi kullanabilirsin derdim. Bu fotoğrafı bugün burada görmek beni çok etkiledi” demişti. Hayat ne garip, ölüm ne garip bir öğretmen.

Photo: Levent Öget
Türk jazz’ından unutulmaz bir ses, dostlarının ve sevenlerinin kalplerinde derin izler bırakarak uçup gitti, annesi Ayten Alpman’a kavuştu. Mekanı cennet olsun. Nesillerce hatırlanacak.
Ayşe Gencer (10 Ocak 1956-30 Aralık 2022)
TRT’nin açtığı ses yarışmasını kazanarak muzik hayatına adım attı. Müzisyen bir aileden gelen Ayşe Gencer doğduğundan beri jazz müziği dinleyerek büyümüş ve profesyonel müzik hayatına Elvan Aracı, İmer Demirer, Nezih Yeşilnil, Cankut Özgül’le başlamıştır. Türkiye’nin ender jazz müzisyenleriyle çalışmalarını ilerleterek çeşitli uluslararası festivallerde performans göstermiştir. Hayatında ünlü davulcu Erol Pekcan’ın öneminin büyük olduğunu söylemiştir. Onun tarafından her zaman desteklenmiştir. TRT Caz Orkestrasının uzun yıllar solistliğini yapmıştır. Eşi trompetçi İmer Demirer’le sahne çalışmasını ölene kadar sürdürmüştür. 2011 yılında ilk albümü But Beautiful’u piyasaya çıkaran sanatçı 30 Aralık 2022’de hayatını kaybetmiştir.