Bir Şeyler Eksik: ”B’r Şeyler Eks’k”
A.K. Müzik (2019)
Yapımcılar: Çağıl Kaya, Tamer Temel, Volkan Öktem, Alper Yılmaz, Serhan Erkol
Vokal ve saksofon kayıtları: Barış Diri
Bas kayıtları: Alper Yılmaz Studio
Davul kayıtları: Volkan Öktem Studio
Mix: Emre Malikler
Mastering: Selim Sayari
Çağıl Kaya (vo)
Tamer Temel (ts)
Serhan Erkol (as)
Volkan Öktem (d)
Alper Yılmaz (b)
1. El Değmez
2. Savaş Tanrısı
3. İyi Değilim İyi Olamam
4. Kafada Deli Sorular
5. Pis 7’li
6. Sessizlik
7. Bi’ Bu Eksik
İki sene önce Tamer Temel’in “Serbest Düşüş” albümünü Jazz Dergisi için yorumladığımda, “Tamer Temel, “Serbest Düşüş” ile jazz severlere adeta sağlam bir jazz tokadı atmış. Hayatımda yediğim tokatlar arasında en hoşuma giden de bu sanırım” demiştim. Aradan geçen iki sene, “Serbest Düşüş” sonrası hayatıma giren yüzlerce albüm, yorumlanmak için sırada bekleyen sayısız parçalar, yazılar, jazz adına, müzik adına dinleyicilerle buluşturmayı beklediğim(iz) bir sürü heyecan, arzu, istek, amaç… Taze ve özel şeyler duymak, iyi bir müzik sisteminde yeni bir şeyleri dinledikten sonra yerime çakılı kalarak yaşadığım, tüylerimi diken diken edecek bir kaç saniye…”Bir Şeyler Eksik”in aynı adı taşıyan ilk albümünü dinledikten sonra “gerçekten böyle şeyleri hissetmeyeli çok olmuş” gibi geldiğini ve Serbest Düşüş’ün bünyemde yarattığı tokadın acısına denk başka bir acı daha yaşamak istediğimi fark ettim.
“Bir Şeyler Eksik”, yeni bir grup… Aynı zamanda yeni bir albüm, yeni bir müzik, müzikseverler ve dinleyiciler için takip edilesi yeni bir yol, kaybolunası yeni dar sokaklar… Özellikle her üyesinin kendi mecrasında ülkenin en iyi müzisyenlerinden olan ve jazz müziğine yön veren müzisyenlerin bazılarının oluşturduğu Bir Şeyler Eksik oluşumunun bu ilk albümü, yıllarca farklı sebeplerle kalplerinize doldurduğunuz tüm stresi, sıkıntıyı, telaşı, siniri sırtlayıp kenara atabileceğiniz uzunca bir yola çıkmanıza teşvik edecek.
“Kalk”taki The Beatles’ın “A Day In the Life” soslu yaşam felsefesinden tutun, “Sessizlik”teki kapalı kapılar, “Bi Bu Eksik”teki hırs, bu parçaların ve albümdeki diğer parçaların sizlerde yaratacağı düşünceler, hisler, yargılar, tutkular…”Bir Şeyler Eksik”, Çağıl Kaya’nın bence Bob Dylan-vari şairane tutkusunu Tamer, Volkan, Serhan ve Alper’le birlikte yek olarak dinleyicilerle buluşturuyor.
Ben size şunu hatırlatmadan “Bir Şeyler Eksik”’i dinlemeye başlamayın bence. Jazz Dergisi için yazıyoruz ama, ilk parçadan itibaren dinleyeceğiniz şey “jazz değildir”. Ha, dinleyeceğiniz şey, Çağıl Kaya’nın albüm adına yaptığı bazı röportajlarında da belirttiği gibi “rap” de değildir bence. “Bir Şeyler Eksik”te yapılan müzik, ilk saniyesinden itibaren hissettiğim ve kanımda her saniyesinde dolaşan tek şey, 2016 tarihli “Miles Ahead” filminde Don Cheadle’ın ölümsüzleştirdiği Miles Davis’in seyircilere jazz’ın manasını anlattığı gibi, mühür gibi ortaya konulan tek gerçek felsefe, albümün tam bir “sosyal müzik” olması…
“Bir Şeyler Eksik” bir ekip çalışması, ama Çağıl’ın sözleri için kalplerimizin tüm kapılarını açıyoruz. Usul usul, tadında hikayeler anlatıyor. Çağıl, zaman tünelinden çoktan geçmiş şekilde yıllar sonrasını önümüze altın tepside sunarak bizlere çok uzun zaman sonra, belki de şu ana nazaran daha da “olgunlaştıktan” sonra anlayabileceğimiz şeyleri şimdiden çığlık çığlığa, heyecanının en yüksek noktasında, en tiz perdeden aktarmaya çalışıyor. Tabii bunu yaparken her yazımda belirttiğim gibi “all star” bir kadro yanıbaşında!
“El Değmez” ile başlayan “B’r Şeyler Eks’k”, “her saniyesinde değişen ve dinlenesi, gerçek örneklerinin sabun köpüğü rezalet alternatiflerinin yanında silinmeye yüz tuttuğu müzik dünyamızda” kendisinden çok uzun süre söz ettirecek yeni bir manifesto kudretinde ayakta dimdik duruyor. Albümü dinleyin. Hatta vakit ayırın, albümü birkaç defa dinleyin. Çağıl, Tamer, Volkan, Serhan ve Alper bizlere tabii ki bir gül bahçesi vaadetmiyorlar, ama her dinleyişte neleri kaybettiğinizi, neleri bulduğunuzu, bulabileceğinizi, nelere sarılabileceğinizi, nelerden vazgeçebileceğinizi hatırlatmaya gayret gösteriyorlar. Bunları zamanında kavrayabilmek ve tekrar tekrar dinleyerek içselleştirmek, hayatlarımızı da buna göre doğru ve anlamlı olarak şekillendirmek de bizlere düşüyor.