Dünya Kadınlar Günü söyleşileri
10 Kadın Jazz Müzisyeni
10 Jazz Dergisi
1 Gün
Uluslararası Kadınlar Günü (IWD – International Women’s Day) nedeniyle Avrupa Jazz Medyası (EJM – European Jazz Media) üyesi 10 jazz yazarı bağlı oldukları 10 jazz yayın organı aracılığıyla kendi ülkelerinden bir kadın jazz müzisyeni seçti ve onunla bir söyleşi gerçekleştirdi. Türkiye’den Jazz Dergisi’nin de yer aldığı bu projeya katılan 10 dergi ve 10 kadın jazz sanatçısı:
Citizen Jazz (Fransa) Léa Ciechelski
Jazzmania (Belçika) Farida Amadou
Jazz’halo (Belçika) Lara Rosseel
Jazz-fun (Almanya) Alma Naidu
London Jazz News (Birleşik Krallık) Rachael Cohen
Jazz Dergisi (Türkiye) Sedef Erçetin
JAZZTHETIK (Almanya) Eva Klesse
Jazzwise (Birleşik Krallık) Emma Rawicz
Jazz Special (Danimarka) Kathrine Windfeld
Jazznytt / Jazz i norge (Norveç) Ayumi Tanaka
#Womentothefore #IWD2022 projenin hashtagleri
Jazz ve kadın diyerek başlayan daha sonra da doğaçlayarak giden bu söyleşileri bu haftadan itibaren yayınlamaya başlıyoruz. Sanatın ve kadının gücüne tüm dünyanın daha çok ihtiyaç duyduğu bu günlerde umarız ki ırkçılık, milliyetçilik ve şiddeti nüvesinde barındırmayan jazz müziği diyalog ve barış ortamının geri gelmesine de ön ayak olur.
8 Mart itibariyle yayınlanan söyleşilerimiz; Sedef Erçetin, Alma Naidu, Rachel Cohen, Ayumi Tanaka,. Bu sayımızda Farida Amadou ile yapılan söyleşiyi ilginize sunuyoruz. Bu Projenin dergimizde yer almasını sağlayan Viktor Bensusan’a teşekkür ederiz.
Uluslararası Kadınlar Günü kutlu olsun!
Jazz Mania Talks with Farida Amadou
Farida Amadou – Dubnobasswithmyheadwoman!
Rue Royal’dan Bozar’a uzanan merdivenleri çıkmak üzereyken Farida Amadou, bir trende olduğunun ve inmeyeceğinin farkına varıyor. Bir tür sonsöz olarak anlaşılan sözleri, Ocak ayının buzlu ve sisli havasında yaptığımız söyleşiye son noktayı koydu. Şöyleşimiz doğaçlama gelişmiş olsa da Farida’nın sözleri, hemen yanıbaşımızdaki Belçika Güzel Sanatlar Müzesi’nde ‘In Between’ sunumunu yapan bu müzisyenin dürtüsünü harika bir şekilde özetliyor.
Bu görsel-işitsel yapıt, iki eksen etrafında tasarlanmıştır. Tam bir duvarı kaplayan bir ekranda, Farida’nın hareketteki bir trenin içinden yakaladığı fotoğraf serisi yansıtılıyor. Ön planda, mikro kontakların tutturulduğu iki çelik paneli birbirine uzun metalik piyano telleri bağlıyor ve ziyaretçiyi, bu telleri çalmaya davet ediyor. Tellerin birbirine paralel olması tren raylarına bir atıfta bulunuyor. Europalia sergisi ‘Trenler ve Raylar’ için yaratılan bu yapı, tam anlatısını ve sembolik boyutunu ortaya koyuyor. Görüntüler, fotoğraflarını çekmek için genellikle bir tren yolculuğunu tercih eden fotoğrafçı Bernard Plossu’nun çalışmalarını hatırlatıyor.
Farida bu tür bir çalışmayı ilk kez deneyimliyor. Sesleri ve resimleri toplamak ve cihazı monte etmek, onu oldukça uzun bir girişim haline getirdi. Özellikle yapının mühendisliği için, kendisi gibi bir müzisyen ve aynı zamanda ses tasarımcısı olan Pavel Tchikov’un yardımından faydalandı. Yıllar içerisinde, ikisi zaten güçlerini çoktan birleştirmişti. Çalışmasını anlatırken, Farida metal tellerin aslında daha uzun olması gerektiğini, ama müze ortamında birtakım beklenmedik durumlardan kaynaklı olarak kurulmasının imkansız olduğunu belirtti. Ama yine de küçültülen boyut, çalışmalarından yayılan müzikal aurayı ve plastik ifadeyi etkilemedi.
Farida Amadou aile hayatı hakkında münferit kalmayı tercih etse de müzik hayatı konusunda sonuna kadar iletişimden yana. İlk adımlarını, Liège Outremeuse semtindeki “Blues-sphere”de bas gitarda jam session’lara eşlik ettiği Liège’de gerçekleştirdi. Nystagmus ikilisiyle ve Tom Malmendier ile CD kayıtları üzerine ve L’Oeil Kollectif ile çalıştıktan sonra kendisine piyasada yer edinip iş birliklerini arttırdı. Postpunk combosu Cocaïne Piss’te bas çalmasıyla birlikte kemancı Cécile Broché, trompetçi Timothée Quost, davulcu Steve Noble ve yakın zamanda da klarnetçi Yoni Silver ve saksofoncu Chris Pitsiokos’a ek olarak daha niceleriyle çalıştı.
Bu esnada kendi tekniğini ve sound’unu geliştirmeyi hiç bırakmayıp enstrümanı üzerinde sayısız saatler harcadı. Küçük Fontin köyündeki 2018 yaz gündönümü konserinden Thurston Moore’a yardım olarak düzenlenen, bin küsür seyircinin karşıladığı Brüksel’deki Ancienne Belgique konserine kadar ne kadar da yol katetti. Sahnesini dinlemek için Thurston’un sahne arkasına bir sandalye çekmesinden bahsediyor. İlk albümü; “00:29:10:02” ilk kapanmalar esnasında çıktı ve yakın zamanda da Autogenesis altyapısıyla kaset olarak yayınlandı.
Üretken ve yetenekli bir müzisyen olmasının yanı sıra Farida Amadou bir dünya kadını, bir bedevi ve meraklı bir insan. Sanatını ortaya çıkartmak için seçtiği yolun çok geniş olduğunu, yeni bir yol seçmesi gerekirse eskisini bırakmakta tereddüt etmeyeceğini, trenin daimi bir şekilde ilerleyebileceği yolda yürümeye devam edeceğini açıklıyor.
Ek Bilgi
Bu makale birçok Avrupa caz dergileri işbirliğinde kadın müzisyenlerin geniş çapta ele alındığı ÖNCE KADINLAR ve ULUSLARARASI KADINLAR GÜNÜ başlıkları altında bir araya getirilmiştir
İngilizce’ye Dirck Brysse tarafından çevrilmiştir.
İngilizce’den Türkçe’ye Toprak Şerif Gözden tarafından çevrilmiştir (Jazz Dergisi).