Yine bir Bozcaada Jazz Festivali heyecanı… Bozcaada’ya gitmek için sebep arayan biz yine yollara düştük. Hele ki sebep jazz olunca tadından yenmiyor.
Benim için festivalin sürprizi Bobby Rausch oldu. Elektronikler, üflemeliler, bolca bas ve groove… Yerimizde durmadığımız harika bir performanstı.
İkinci günün bir çokları için keşfi Bidar‘dı. Ben Bidar’la Boğaziçi Jazz Korosu’nda defalarca aynı sahneyi paylaştığım için potansiyelini zaten biliyordum. Bir iki şarkı sonunda sahneye iyice ısındı ve bize çok keyifli bir performans sundu. Grubunun uyumuna baktığımda çok iyi hazırlanılmış bir sahne oldugunu hissettim. Konser sonunda Bidar’la konuştuğumuzda kendisi de Bozcaada Jazz Festivali’nin onlar için ne kadar önemli olduğundan bahsetti. Hakkını verdiler. Yolları açık olsun.
Emir Ersoy Rockuba projesi geçen sene olduğu gibi bu sene de herkesi ayağa kaldırmayı başardı. Bu sefer davulda Volkan Öktem vardı. Volkan Öktem’i Grup Passiflora ile çaldığı dönemde çok fazla dinlemiş olduğum için onu Latin Jazz projelerinde yakalayınca ayrı mutlu oluyorum. Yine şahane çaldı tabi ki.

Barış Demirel (Photo: Bozcaada Caz Festivali)
Son günün bir çokları için keşfi Barış Demirel oldu. Ben kendisini Zorlu Jazz Festivali sayesinde tanımıştım. İbrahim Maalouf tadını aldığım bestelerini sevmiştim. Makamsal yaklaşımı, jazz, ambient ve rock ile birleştirmiş Barış. İyi de yapmış. Ben oldukça keyif aldım.
Diğer bir güzel sürpriz Pol Belardi oldu. Jazz ve soul harmani, elektronikler… Tıkır tıkır çalan bir ekip. Sahneye ve festivale yakıştılar.
Erkan Oğur için Pazar akşamı geç saatlere kaldık ve yola Pazartesi çıktık. İyi ki de öyle yaptık. Erkan Oğur’u ne kadar çok dinlesek o kadar iyi. Gözlerimi kapattım, kendimi müziğe ve Bozcaada’nın esintisine bıraktım. Tüy gibi hafifledim, Ayazma üzerinde süzüldüm.
Başka neler vardı derseniz siteye bir göz atın derim: https://www.bozcaadacazfestivali.com/program.html
Gelecek seneye şimdiden hazırız. Yaz gelsin, Bozcaada’da su biraz da olsa ısınsın, jazz festivali programı açıklansın, herkes biletlerini alsın, gündüz deniz kum güneş ardından akşamüstü gün batımında Ayazma Manastırı’nda buluşalım.
Müziği ve sevgiyi çoğaltalım…