Howard S. Becker’ın ardından:
“Müzisyenler, çalmaya değer tek müziğin jazz adını verdikleri müzik olduğunu düşünürler.”*
Amerikan sosyolojisinin en önemli isimlerinden biri kabul edilen Howard Saul Becker’ın, maalesef, 16 Ağustos günü hayatını kaybettiği haberi geldi. 95 yaşındaki Becker’ın, San Francisco’daki evinde, hayata gözlerini huzur içinde kapadığı duyuruldu yakınları tarafından.
Sosyolojiyi sorgulayan sosyolog olarak da anılan Howard S. Becker, aynı zamanda bir jazz sanatçısıydı. Erken yaşta çalmaya başladığı piyanoya, yarı profesyonel olarak, sosyoloji eğitimi gördüğü üniversite öğrenciliği döneminde de devam etmişti. O dönemde, yani Chicago’da öğrenciyken, müziği bırakmadan da sosyolojik araştırmalarını sürdürebileceğini fark etmiş ve çalışma alanı olarak da jazz kulüplerini seçmişti. İşte bu “birliktelikten”, sosyoloji tarihine adını özellikle yazdıracağı çalışması Haricîler (Outsiders) ve etiketleme teorisi (labeling theory) ortaya çıkmıştı.
Howard S. Becker’ın söz konusu çalışmasını, Türkçe’deki yayıncısı şu cümlelerle tanıtıyor:
Tarihsel çıkış noktası itibariyle “normalin” bilimi, “normalin tesisinin” bilimi olmuş sosyolojinin uzun zaman boyunca ve yer yer hâlen bugün de “sapma”yı ve “sapan”ı, “normal olan”dan ve “normal olanın ihlali”nden hareketle tanımlamaya çalışmış olması bir vakadır. Çeşitli istatistikî araçlarla “suçlu-sapkın” profillerinin sosyolojik tetkiki sadece “suç/sapma sosyolojisi” yazının önemli bir bölümünü oluşturmamış, şu temel genel yargıyı da pekiştirmiştir: Sapkın ötekidir (haricîdir); sapkınlığı bir anlamda kendi doğasındadır; yaptığı eyleme içkindir; yani herkes sapkın olamaz; siz sapkın değilsiniz!… Ve devamı belki de şu örtük önermeyle gelir: Müsterih olunuz; kendileriyle ilgileniyoruz!
Amerikan sosyolojisinin yaşayan devlerinden Becker ise, elinizdeki kitapta meseleye ilişkin oldukça zihin açıcı, tamamıyla alışılmış olanın dışında, farklı bir perspektif sunuyor. “Hayır” diyor Becker ve ekliyor: Bir “sapkın”ı anlamak için en az ‘sapkın’ olarak etiketlenen kadar, ona “sapkın diyen”e, “meşru bir sapkın tanımı dayatan”a ve “sapkını kapatan”a da bakmak icap eder. Ve bizi 1950’lerin sonlarının Chicago’sunun jazz dünyasına, gece hayatına, arka sokaklarına götürüyor Becker; esrarkeşleri, eşcinselleri, fahişeleri, müzisyenleri, muhtelif türden pek çok sapkını “kadınlı erkekli” karşımıza dikiyor. Son sayfayı çevirdiğinizde ise, kitap sizi şu hissiyatla baş başa bırakıyor: Evet, siz de sayın okuyucu, en normal ve konvansiyonel hâlinizle siz de beyefendi, siz de hanımefendi; sizler de bir gün “sapkın” damgası yiyebilirsiniz. Haricîler, o kadar da uzağınızda olmayabilir; size sizin kadar yakınlardır belki de… (Becker, Haricîler, çev. Ş. Geniş, L. Ünsaldı, Heretik Yayınları, 2013)
Howard S. Becker’ın, Haricîler’den başka şu kitapları da Türkçe’ye çevrildi:
Sanat Dünyaları (çev. E. Yılmaz, Ayrıntı Yay., 2013)
Sosyal Bilimcilerin Yazma Çilesi: Yazımın Sosyal Organizasyonu Kuramı (çev. Ş. Geniş, Heretik Yay., 2013)
Mesleğin İncelikleri: Sosyal Bilimlerde Araştırma Nasıl Yürütülür? (çev. L. Ünsaldı, B. Öztürk, H. E. Mescioğlu, Ş. Geniş, G. Metin, Heretik Yay., 2014)
Toplumu Anlatmak (çev. Ş. Geniş, E. Arıcan, M. Hazır, Heretik Yay., 2016)
Peki ya Mozart? Peki ya Cinayet?: Vakalar Üzerinden Akıl Yürütmek (çev. Ö. A. Türker, E. Arıcan, Heretik Yay., 2017)
Kanıt (çev. Ş. Geniş, Nika Yay., 2021)
* Haricîler, s. 112