19 Ekim’de Akbank Sanat’ta Mats Eilertsen Trio’yu izledik.
Piyanoda Harmen Fraanje, kontrbasta Mats Eilertsen ve davulda Thomas Strønen.
29. Akbank Jazz Festivali’nin tanıtım yazısında Mats Eilertsen Trio hakkında şu cümleler yazılı: “Büyük ilgi gören ve övgü toplayan son albümleri And Then Comes The Night’ı bu yıl içinde yayımlayan avangart virtüöz üçlüsü, günümüz jazz’ının önde gelen ve en yaratıcı topluluklarından biri olduğunu her seferinde kanıtlıyor.”
Jón Kalman Stefánsson’ın Summer Light and Then Comes the Night adlı romanından sonra bu albüm ismine karar verilmiş.

Mats Eilertsen Trio & Hande Çayır
Yaptıkları işi bana şöyle anlattılar: Sadece müzik, deneyin ve görün. Atmosferik, sinematik, duygusal, melodik, ama aynı zamanda araştırmacı, meraklı, ritmik, karanlık, garip.
Ufak sürtünmelerle başladı konser. Piano piano. Küçük, minik çıtırtılar. Fade-in, fade-out’ların daha önce bu kadar tadına varabildiğimi hatırlamıyorum. Derken bir gök gürültüsü, bir orman gezintisi… Es’lerin kıymetini doya doya yaşattılar. Birbirlerini çok iyi dinlediler. Sonra nasıl oldu bilmiyorum, kontrbas ağladı.
Seyircilere verilen ışığın dozu çok hoştu. Belki bir cenaze geçti önümüzden… Yağmur yağdı. Işıkları tamamen açtıklarında (müzisyenler gittikten sonra) If I Were a Bell ile seyirciler salondan ayrıldılar.
İstanbul’daki tecrübelerini ise her zamanki gibi güzel bulduklarını paylaştı Mats Eilertsen Trio. İstanbul’un tüm seslerini, kokularını, görüntülerini ve hayatını… Kendi evlerinde öyle değilmiş. “Bu da insanların yolculuğa çıkma sebebi,” dediler.
Web sitelerine bakınca kaldıkları otelden çevreyi nasıl gördüklerine dair şöyle bir koleksiyona başladıklarını gördüm: http://matseilertsen.com/Hotelroomviews/
Ve kaldıkları otelin kapı numaraları da şurada: http://matseilertsen.com/hotels/
Louis Armstrong “What we play is life” demiş vaktiyle: “Çaldığımız şey hayattır.” Mats Eilerstsen Trio’nun hayata yaklaşımlarını bu kapı numaraları ve manzaralar üzerinden paylaşmak istedim. Hem müzisyenlerin hayatı biraz da otel odalarında geçmiyor mu? Otel odalarının numaralarını nasıl toplamaya başladıklarını sordum. Mats şöyle cevapladı:
“Manik bir şey olarak başladı sanırım; çünkü bir süre çok seyahat ettik ve o zaman tanıştığım birçok farklı kapıyı göstermek (veya toplamak) istedim. Ve birlikte güzel görünüyorlar. Daha sonra otel odası görüntülerini toplamaya başladım. İyi ya da kötü gibi bakmadan sansürsüz paylaşıyoruz. Şimdi yeni bir projeye ihtiyacımız var”.
90’larda buluşan (Mats ile Thomas, Trondheim’da) ve yıllardır birlikte çalan grubun gün içindeki iletişimi müziklerine de yansıyor. Harmen ile (Mats) Hollanda’da 2001 yılında tanışmışlar. 2008 yılında trio’yu kurmaya karar vermişler. Birlikte çalmanın kolay olmasını seviyorlar. Rahatlatıcı olduğunu düşünüyorlar. Günün sonunda asıl istedikleri şeyin birlikte çalmak olduğunu söylüyorlar.
Gecenin setlist’i ise şöyleydi (müzisyenlerin bana ilettiği haliyle aşağıda birkaç video ekleyerek paylaşıyorum):
Sails Set (Eilertsen/ Strønen/ Fraanje…Tono)
Soften (Harmen Fraanje/Buma)
Albatross (Harmen Fraanje/Buma)
Monument (Eilertsen/ Strønen/ Fraanje… Tono)
Ida Lupino (Carla Bley)
Charlotte (Harmen Fraanje/ Buma)
Spring Psalm (Mats Eilertsen/Tono)
Warrior (Harmen Fraanje/ Buma)
Sukha (Mats Eilertsen/ Tono)