Dergi: LondonJazz News (UK)
Sanatçı: Rachael Cohen (as)
Metin: Sebastian Scotney
Fotoğraflar: Monika S. Jakubowska
Metinde sözü geçen video:
Rachael Cohen’in sahnedeki canlı varlığı ve icrası, en şaşırtıcı koşullarda bile her zaman bir pozitiflik, enerji atmosferi ve iklimi yaratır. Sebastian Scotney’den Dünya Kadınlar Günü Özel

Rachael Cohen (Photo: Monika S. Jakubowska)
Newcastle merkezli eleştirmen Lance Liddle, Shetlands doğumlu, Londra merkezli alto saksofoncu Rachael Cohen, 4 Ocak 2021’de Ronnie Scott’s’taki ana sahnede sahne aldığında “Bundan daha iyisi olamaz” diye yazmıştı (*). Henüz yılın daha başı olmasına rağmen yılın konseri olarak aday gösterdi: “Twelfth Night’a bir gün kalmış olmasına rağmen anket sonuçları gelene kadar dört isim kaleme aldım (4HB).”
Bu canlı izleyicinin önünde öyle sıradan bir konser değildi. Konser tam kapanma döneminde gerçekleşti. Kulüp, grup üyeleri ve birkaç teknisyen haricinde tamamen boştu; Lance Liddle da konseri canlı yayından izledi. Cohen’in çalışındaki iletişimin içsel gücü, hikayeleri ve duyuruları aracılığıyla kurduğu inanılmaz uyum sayesinde seyircinin fiziksel yokluğunu aştı.
İnsanlar bu iletişim becerilerinin doğuştan geldiğini düşünüyorlar, ancak Cohen’in de altını çizdiği gibi, bu onun üzerine çok düştüğü zanaatının bir parçasıdır. “Ronnnie’nin yerinde ilk defa sahneye çıktığımda söyleyeceğim her şeyi kelimesi kelimesine yazmıştım ve ayna karşısında pratik yapmıştım”. İnsanlar bazen ona “çok yeteneklisin” diyerek iltifat ediyor. Gülüyor ve bana söylemeye can attığı ironik espriyi yapıyor: “Bu kadar kolay olduğunu bilseydim hiç çalışmazdım bile!”
Olağanüstü yetenekli olduğunun söylenmesi, öğrencilik günlerine kadar dayanıyor. Ergenlik yıllarını Edinburgh’da, Edinburgh Müzik Okulunda öğrenci olarak geçirdi. İskoçya Ulusal Gençlik Caz Orkestrası ve Tommy Smith Gençlik Caz Orkestrasında baş alto saksofoncusu olduğunda daha sadece ondört yaşındaydı.
Üniversite için müzik okulu seçeceği dönemde Cohen, Londra’daki tüm okullardan caz saksofon eğitimi için burs teklifi almış olsa da, Birmingham Konservatuvarını seçti. Oradayken, olan ilk şeylerden biri, klavyedeki mahareti ve deşifre seviyesi hakkında bir söylenti çıkmasıydı. “Piyano ile uzun bir yol kat ettim” diye anlatıyor. Bir anda kendini klasik müzik öğrencilerinin arasında eşlikçi olarak rağbet görürken buldu. Ancak onun mütevazi ruhu klavyedeki maharetlerini ilham verici bir müzisyen ve ikinci sınıftayken öğretmeni olan ve birçok alandaki yeterliliği olan Lynda Cochrance için çok çalışmış olmasına borçlu biliyor.
Piyanist Lynda Cochrane, Cohen’in bugünlerde kendisi için aradığı çeşitli müzikal roller için açık bir rol modeldi: “Jazz Refreshed’de bir konser vereceğim. Ve sonrasında Oxford Tavern’de. Ve breakdance’çiler için funk ve soul groove’u çalacağım. Ve ardından Ronnies ve Vortex. Ve hip hop grupları ve şarkıcılar için üflemeli çalgı bölümleri. Bütün bunları, bütün bunları yapmayı sevdiğim için yapıyorum.”
Birmingham’da konservatuvardaki caz derslerindeki öğrenciler çalışıyla ve yazımıyla insanları nasıl ağzı açık bıraktığını hatırlıyor (özellikle de Donny McCaslin’in). Dave Holland, Cohen’in kompozisyonlarını öğrencileri için New York’taki New School’a götürmüştü.
Çeşit çeşit müzisyenlerle çalışması onun karakterine uyuyor. Gerçek bir şevk ve yetenekle yönettiği Herne Bay Caz Festivali’nde olağanüstü bir caz standartları konserine katıldım. Çok çeşitli müzik etkinliklerini ve çok çeşitli müzisyenlerle çalışmayı severken, mantıksal olarak, kendi bestelerini geliştirmeye geldiğinde farklı bir yaklaşımı var: “kendi bestelerimde sadece belirli insanların çalmasını istiyorum. Bir şeyi en yüksek potansiyeline ulaştırabilmek için içinde yer alan insanları iyi tanımak gerek. Tek bir gecede oluşturabileceğin sesler bütünü değil sonuçta”.
Etkileyici gülüşüyle, özellikle keyif aldığı melodileri geliştirme sürecinden bir anı anlatıyor: “Onu kesip biçiyoruz. Yerlerini değiştiriyoruz. Bazı kısımları dahil etmiyoruz… Müziğimin artık bana ait olmadığında gerçekten işe yaradığını görüyorum. Sonunda duyduğumda diyorum ki ‘Kim yazdı bunu – Ahh… BEN!!!’

Rachael Cohen (Photo: Monika S. Jakubowska)
Bu pozitif enerji, bu dürtü, bir eğitimci olarak Rachael Cohen için de bir şeylerin gerçekleşmesini sağlıyor. Günümüzde Kraliyet Müzik Akademisi’nde topluluklarla birlikte çalışıyor. Eylül 2021’de Guildhall Okulu’nun öğretim kadrosuna katıldı. Ama bu nasıl oldu? Okuldaki bir öğrenci, dersler dışında onunla devam etmek konusunda o kadar hevesliydi ki, ve bu hevesin caz fakültesine de yayılması çok uzun sürmedi – diğer öğrencilerin de faydalanabilmesi için Rachael’den tam zamanlı olarak onlara katılmasını istediler.
Etkili programcılar da onu seviyor ve onu ayırtmayı seviyor: Birmingham’dan Tony Dudley-Evans şöyle diyor: “İtiraf etmeliyim ki, bazı müzisyenler için genellikle temkinli davrandım, ancak Rachael Cohen her zaman çok özgün ve yaratıcı olmuştur, onun çalışını çok seviyorum.” Ve Ronnie Scott’s’tan Sarah Weller şöyle diyor: “Bir insan olarak onun etrafında olmak çok güzel. Caza karşı olan tutkusu ve yeni bir nesli yetiştirmesi onu Late Late Show’umuz için ideal bir sunucu yapıyor”.
Sahne alan bir müzisyen olarak hep çok meşgul. Araya da sürekli New York’a seyahat sıkıştırıyor. Ama bir müzisyen olarak adına şimdilik sadece tek bir albümü var – “Half Time” (Whirling Recordings) – 2013 yılında gitarist Phil Robson için değerli bir rolle. O albüm karşısında alınan eleştirel tepki kesinlikle olumluydu, ancak eleştiride Cohen’in tarzının Lee Konitz’in tarzına benzemesinin üstünde bu kadar durulmuş olması, onu bugün bile şaşırtıyor. Üstünden neredeyse on sene geçmiş olmasına rağmen bu kategorizasyon karşısında hala şaşkın. “Bir şeyin nasıl yapıldığını sadece onu dinleyerek anlayamazsın. Ve o dönemde ağırlıklı olarak tenor çalanları dinliyordum.” Peki alto çalanları? “Parker. Hala. Daima!!!”
Çok dinlediği müzisyenlerden birisi ise Joe Lovano: “Onu çok fazla dinledim – hem de ÇOK!” Onun çalış türünden bahsederken kendisinde geliştirmek istediği noktalara dair bizlere ipucu veriyor. Onu dinleyerek ne elde ediyor peki? “Ses. Sesteki bireysellik. Konseptteki bireysellik. Lovano’yu ilk defa dinlediğinizde aslında ne yaptığını deşifre etmek biraz zor olabilir – ama yaptığı şeyi denediğinizde… O çok başarılı bir saksafoncu. O kadar etkileyici ve o kadar dinamik ki, sesin yumuşaklığı inanılmaz. Tonu biraz da ahşap gibi. Her zaman geniş bir aralıkta çalıyor. Aynı zamanda da çok iyi bir adam. Güzel bir insan. İşte bu benim adamım!”
Bu Dünya Kadınlar Günü özeli için Rachael Cohen’e genç müzisyenler için bir rol modeli olarak rolünü sordum. Stereotipleştirmeye karşı çıkıyor. “Büyük bir kişiliğim var ve bunun kadınlar için zor olabilecek bir sektörde yön bulmamda bana yardımcı olduğunu biliyorum (kendi payıma düşeni yaptım!) ama rol model olma fikri erkeklerden ziyade kadınlara yönelik ön plana çıktı. Sırf kadın olduğumuz için rol model olmak zorunda mıyız?! Bu büyük bir sorumluluk. Umarım çalışımla gençlere, özellikle de kadınlara, sürece güvenmeleri konusunda ilham verebilirim. Kestirme bir yol yok – enstrümanınıza ve müziğe ömürboyu adanmışlıktır. O yüzden keyfini çıkar!”
Keyiften bahsetmişken, Rachael Cohen’in çalışına, diğer müzisyenlere, öğrencilere ve izleyicilere yaşattığı keyfi daha büyük bir kitleye taşımanın vakti gelmiştir. O, pozitif bir yaşam gücüne sahip, gerçekten olağanüstü bir müzisyen.
Rachael Cohen bir Vandoren destekçisidir. Yamaha Custom Z alto saksofon çalıyor. Ağızlık: Vandoren S+ / 7 Star. Kamış Vandoren V16s, 3 strength.
(*) Monika S. Jakubowska tarafından çekilmiş olan bu fotoğraflar, Ronnie Scott’ın Nisan 2021 konserindendir.