Ankara doğumlu flüt sanatçısı, Berklee College of Music’te eğitimci, yazar, stüdyo müzisyeni ve performans sanatçısı Sarpay Özçağatay, son yılların ileri gelen uluslararası flüt sanatçıları arasında yer almaktadır. İlk albümünü 2013 yılında “Unexpectable” adı altında çıkartan sanatçı, bu çalışması ile önde gelen jazz kritikleri, basın yayın kuruluşları ve dünya çapındaki flüt firmalarının dikkatini çekmiş ve övgü içeren yorumlar almıştır. Özçağatay, albüm müziklerinin tamamını bestelemiş ve aynı zamanda prodüksiyon kısmını da üstlenmiştir. Bu başarısının ardından sanatçı kendisine ait “SharpEye” logosunu markalaştırdı ve dünyaca ünlü Japon flüt markası “Miyazawa” firmasının resmi sanatçısı oldu. Bunu takip eden süreçte, İngiliz flüt firması Trevor James Flutes flütlerinin alto flüt sanatçısı olmuştur. Trevor James firması başarılarının bir ödülü olarak sanatçıya kendisine ait “SharpEye” logolu bir alto flüt hediye etmiştir. Bu başarılarının yanı sıra sanatçı 2016-18 yılları arasında 5 serilik ve dünya’da ortalama 35-40 ülke de satılan ve daha da eklenerek artan “Unlock” kitaplarını yayımlamıştır. “Unlock” serisi dünyaca ünlü müzik otoritelerinden övgü dolu kritikler almıştır. Sanatçı aynı zamanda Applied Microphone Technology ve Ton Kooiman firmalarının da artistliğini yapmaktadır. Özçağatay, sayısız konser, festival ve albüm kayıtlarında Grammy ödüllü sanatçılar ve dünyanın her yerinden ünlü müzisyenler ile birlikte performanslarını gerçekleştirmektedir. New York’un prestijli jazz ve müzik kulüplerinde de performans sergilemeye devam eden sanatçı, aynı zamanda çeşitli müzik gruplarında da yer almaktadır. Dünyanın en büyük flüt derneği olan NFA’nın (National Flute Association) jazz komite başkanı olmakla birlikte, her yıl düzenlenen konferansında jazz flüt yarışmaları için juri üyeliği yapmaktadır. Dünyaca ünlü Recording Academy (Grammy’s) derneğinin de üyesi olup, juri üyeleri arasındadır. Eğitimin de en az performans kadar önemli olduğunu düşünen sanatçının, çeşitli ülkelerden birebir ve internet üzerinden öğrencileri bulunmaktadır. Bununla birlikte sanatçı uluslararası atölye çalışmaları da düzenlemektedir. Bu kapsamda İstanbul’da Keylan Müzik’in davetlisi olarak çalışmalar yaptı.
Gelmişken Nardis’te ve diğer bazı mekanlarda, Ankara’da Motzart House’da ve Samm’s Bistro’da değişik formatlarda konserler verdi.
Biz de kendisine bir kaç soru yönelttik;

Sarpay Özçağatay (Photo: Maria Tolios)
Genelde saksofoncular ikinci bir enstrüman olarak flüt çalarlar sende durum değişik görünüyor?
Doğrudur. Hem Berklee’de hem de flüt tarihinde sadece bu işe kanalize olanlar sayılıdır. Bir flütçünün doğaçlama dersleri verdiği azdır. Ben hiç saksofon çalmadım. 27 yıldır sadece flüt çaldım. Hacettepe Üniversitesi klasik flüt bölümü mezunuyum. Doğaçlama müziklere duyduğum ilgiden dolayı Berklee’de okuma kararı aldım ve öyle gittim. Hocam Matt Marvuglio 2017’de vefat etti eşi de müzisyendir. Yeri boşaldı. Benim de okul ile ilişkilerim her zaman iyi olmuştur. Bölüm başkanı Bill Pierce ki o da Art Blakey ile çalışmış bir saksofoncudur, bir gün telefon etti ve “aslında böyle bir pozisyon açığı yok ama ihtiyaçtan böyle bir boşluk var, ne dersin” dedi. Kabul ettim, bir şekilde kürkçü dükkanına geri dönmüş oldum. New York’ta yaşarken yeniden 6,5 sene sonra Boston’a geri geldim.
Burada eğitmenlik dışında gig çalabiliyor musun?
Boston’da iki ya da üç kulüp var. Boston aslında jazz müziği açısından son derece zayıf. Dolayısıyla zor ama son dönem ilginç bir olay yaşadım. Okulda olduğu için Cenk Esen’i tanıyordum. Aydın Esen’in de Lillypad diye lokal bir mekanda gig’i varmış. Beni de davet ettiler harika bir gece çaldık. Bir de benim için unutulmazlardandır; Arturo Sandoval ile de çaldım. O her zaman yolu bu taraflara düştüğünde konserlerine beni de çağırır. Boston’un kuzeyinde Salem diye bir yer var. Cabot Theatre ki büyücek sahnesi vardır, hem tiyatrolar hem de konserler yapılır. Arturo Sandoval ile işte bu yerde çaldık. Ben onunla internetten 1,5 yıl önce tanıştım. İnternet üzerinde 65bin üyesi olan “jamoftheweek” adlı sayfadan beni buldu. Admin her hafta bir kompozitör veya parça seçiyor. Herkes ona bir “chorus” veya birkaç “chorus” yazıyor. Benim yazdıklarımı bulmuş ve beni Blue Note’a çağırdı. İlk öyle birlikte çaldık. Beni her zaman destekliyor. İnanılmaz mütevazı bir insandır. Beni ilk sahneye çağırdığında şöyle demişti “şimdi size bir Türk flütçü dinleteceğim. Daha fazla konuşmayacağım. Sahneye çıkıp çalınca anlayacaksınız nasıl biri olduğunu” demişti. Hatta trompet çalmayı bırakıp piyanoya geçti, ben öyle lider gibi çaldım. Onun sayesinde bir kaç ünlü isimle de çalma imkanı buldum. Hadrien Feraud, Fransız bascı mesela. Los Angeles’a gelirse mutlaka birlikte çalarız. Okulu birincilikle bitiren öğrenciler arasındayım. Bu bana bazı ayrıcalıklar getirdi. Berklee’nin bir orkestrası var. Bu orkestraya ünlü bir isim geldiğinde her zaman beni de davet ederler. Birlikte çaldığım isimler arasında Ron Carter, Kevin Eubanks, Steve Turre, gitarist David Fiuczynski var. Birlikte çok çalmak istediklerim de var tabii. Chick Corea ile ‘Spain’ veya ‘Crystal Silence’ı çok çalmak istiyorum. Herbie Hancock ile de ‘Tell Me A Bed Time Story’yi isterim.
Amerika’da Merkez flüt Birliği (National Flute Association), 1000’in üzerinde katılımcısı vardır. ABD’nin en büyük derneklerinden biridir. Her sene fuar düzenlerler. Ben bu National Flute Association’ın jazz komite başkanıyım. 5 yıl süreli bir başkanlık. Yarışlar düzenlenir. Bu yarışmalardaki parça seçimi vesaire işleri ben yaparım. Bu birlik içinde benim dışımda başka Türk flütçüler de var. Mesela Ayça Çetin var. Klasikçidir, Florida’da doktorasını bitirmek üzere. Nihan Atalay var, Mimar Sinan’dan Yardımcı doçent, barok müzik konusunda uzmandır.

Gadi Caplan Band & Sarpay Özçağatay (Photo: Maria Tolios)
İstanbul’da neler yaptın?
Beni flüt firması olan Keylan müzik Miyavaza flütleri için davet etti. Bahçeşehir Üniversitesi’nde ve Keylan müzikte workshop yaptık. Ben bu Japon Miyavaza’nın tek Türk endorser’ıyım. Ama buradan değil de Kuzey Amerika’dan görünüyorum. Keylan Müzik de onların Türkiye ve Ortadoğu distribütörüdür. Dolayısıyla bu bağdan dolayı bu etkinlikleri gerçekleştirebildik. Yoksa zor.
Çalışmaların nasıl, neler yapıyorsun?
Ben sosyal medyayı çok iyi kullanıyorum. Sadece bunu mesleğim için kullanıyorum diyebilirim. Sürekli yeni flüt videoları çekiyorum. Haftada 2 tam gün ders veriyorum. 25 öğrencim var. Okulda iki Türk hocayız. Diğeri de Utar Artun’dur. 2016’da bir kitap serisine başladım. Unlock adı altında. 5 kitap oldu toplamda.
Bu kitap için 2014 yılından itibaren çalışmaya başladım. İlk kitabın ardından ikincisi kısa zaman içinde geldi. Bunları kendim baskıya ve yayına hazırladım. Amazon üzerinden satışa sundum. Satışlar çok iyi gidince 5. kitaba kadar geldim. Türkiye’de Keylan Müzik’te satışı yapılıyor. Flüt etüt kitabı tüm müzisyenlerin faydalanabileceği bir kitaptır. Ben bunu “C Instruments” diye çevirdim ama Özellikle sol anahtarı kullanan tüm enstrümantalistler için faydalıdır; gitaristler, keman çalanlar. Saksofoncular da işleri gereği transpoze edebildiği için yararlanabiliyor. Dijitalde Utar ile “play-alone”lar hazırladık. Utar hepsinin altyapılarını yavaş, orta ve hızlı şekilde 3 versiyon olarak kaydetti. Kitapların içine “q” harfli barkod koyduk. Akıllı telefonlardan okunmasını da sağladık. Şu anda kitaplarım dört kıtada satılmakta, Amazon’da “jazz flute books” diye arattığınızda liste başı çıkıyor. Ayrıca skype üzerinden de ders veriyorum. Ders vermek çok önemli birşeydir. İnsan hayatında bambaşka mecralar açar ya da kaparsınız. Benim hayatımda da benim yolumu açan hocalarım olmuştur.
Yakın gelecekte ne planlar var?
Bu Mayıs’ta tekrar gelmeyi planlıyorum. Biraz tatil planlarım var ama bir iki konser de olursa çok mutlu olurum.