Körleme’nin konuğu piyanist-besteci Tolga Bedir. Bedir, her ne kadar piyanist ve besteci olarak tanınsa da, kendisi bir multi – enstrumantalist. Yani birçok enstrümanı çok iyi derecede icra edebiliyor. Mimar Sinan Devlet Konservatuarı Keman Bölümü mezunu olan Bedir, konservatuarda yardımcı enstrüman olarak aldığı piyanoyu 90’ların ortalarından itibaren kendi yazdığı müziklerde ve İstanbul jazz sahnesinde ana enstrüman olarak kullanmayı tercih tercih etmiş. Jazz ve doğaçlama modern müziğe merakı da o yıllara, özellikle Aydın Esen’in müziği ile tanışıp öğrencisi olduğu zamanlara dayanıyor. Bu dönemde, İmer Demirer ile de uzun süre çalma imkanı bulan Tolga Bedir, 2005 yılında Berklee’ ye kabul edilmiş ve burada piyano hocası Ray Santisi olmuş. Berklee’de davul enstrümanı ile fazla vakit geçirme ve egzersiz yapabilme imkanı bulan müzisyen, Türkiye’ye döndükten sonra Berke Özgümüş’ün de teşvik ve desteğiyle davul enstrümanına yoğunlaşmış ve Aydın Esen’in grubunda yer almış. Müzik prodüksiyonu ve aranjörlük de yapan Bedir şimdilerde özellikle film, kamera ve ışık konularıyla ilgili, kendi Youtube kanalları ile uğraşıyor, bu platform için filmler çekip yayınlıyor. Müziği, çalanın genel anlamda ne söylemek istediğini anlamaya çalışarak ayırt eden Bedir, aynı zamanda melodik ve armonik yaklaşımların hangi dönemlerde kullanıldığını ortaya çıkararak müzisyeni çözmeye çalışıyor. Kendisine piyanist triolarından oluşan bir seçki sunduk.
Martial Solal Trio
Triangle
JMS 1995
Round About Twelve – M.Solal
Martilal Solal (piyano)
Marc Johnson (kontrbas)
Peter Erskine (davul)
Bu en başta ECM ailesinden bir kayda benziyordu, ama biraz daha ilerleyince Amerika’ya dönüş oldu… Brad Mehldau hareketleri de var. Hiç fena değil. Avishai Cohen’in piyanisti olan bir çocuk vardı, ona benziyor biraz. Çok ilginç, biraz Aydın Esen’e de benziyor ama o da değil. Robert Glasper desek o da değil. Gary Husband’ın böyle biraz saçma çaldığı kayıtları andırdı. O da böyle davulda dar alanlarda çok hızlı laflar söylemeye çalışır. Bu piyanistin bildiğim biri olduğunu zannetmiyorum. Aydın Esen’i bilen birisi olduğunu düşünüyorum. Brad Mehldau’nun eski halleri olabilir, böyle bir teknikte çalabilen bir de Gonzalo Rubalcaba var. Ama kesinlikle bir Avrupa etkisi var, Amerikalı bir grup havası gelmedi bana daha ziyade ECM, ve modern tarz kayıtlar… Thomas Stanko’nun bir piyanisti var, ismini hatırlayamadım, o bundan daha teknik çalan bir adam. Cecil Taylor bile olabilir.
Martial Solal. 1989 yılında Fransa’da kendine adına düzenlenen yarışmada Aydın Esen birinci olmuştu.
Yaşı Aydın Esen’den çok büyük belki, Aydın Esen ondan etkilenmiş olabilir. Peter Erskine de var albümde. Kayıt hiç fena değil.
Robert Glasper Trio
Mood
Fresh Sound New Talent 2004
Blue Skies – Irving Berlin
Robert Glasper (piyano)
Bob Hurst (kontrbas)
Damion Reed (davul)
Davulcuyu beğendim. Bunda da yine bir Avrupa havası var. Yine Brad Mehldau gibi. Bence senin sevdiğin bir adam bu. Solo piyanonun ortalarına doğru bayağı bir olayı açtı, hiç beklemiyordum. Senin müzikleri de anımsattı. Çalış şekli bir şey söyleyebiliyor gibi geldi bana. ECM yapımı kokusu da alıyorum. Bayağı iyi bir adam. Spotify’da birçok isim dinliyorum, bazılarını aklımda tutmaya çalışıyorum. Yine burada da Aydın Esen’e benzeyen yerler var. Aklıma Robert Glasper’in ilk zamanları geliyor.
Evet, Robert Glasper. Mood albümü.
Aslında pek albümlerinin isimlerini bilmiyorum. Herkesin müziğinde söylemeye çalıştığı şeyi anlamaya çalışıyorum. Robert Glasper’in kendine özgü bir kirliliği var ama sonradan başka bir şeye dönüştü adam… Dansediyor. Sistem seni alıp bir yere getirdiği zaman başka şeyler yaptırıyor. Thelonious Monk da dans ederdi kimi zaman ama onun olayı çok başkaydı tabii.
Chick Corea
Trio Music
ECM 1982
Trio Improvisation 3.
Chick Corea (piyano)
Miroslav Vitous (kontrbas)
Roy Haynes (davul)
Aydın Esen mi bu dermişim!? Joachim Kühn’e de benziyor biraz. Piyanistliği iyi bu adamın. Kontrbasçı tizlerde Miroslav Vitous’u hatırlattı bana. Davulcu Gary Husband mı diye düşündüm. Gerçekten de Aydın Esen’i hatırlatan yerler var ama onun girmeyeceği bazı hareketler var burada. Bence bu eski bir albüm. Kayıt kalitesi de eski. Piyanonun kaydedilişi de 90’ların ortası gibi. Prodüksiyon şirketi JMS olabilir. Aydın Esen’in de bir dönem kayıtlar yaptığı stüdyo… O stüdyonun kaydına benzettim. Miroslav ile çalan bir Türk olabilir, Mehmet Ali Sanlıkol hayatta böyle birşeye girmez zaten diye tahmin ediyorum. Yine Gonzalo Rubalcaba hareketleri de var. Eski kayıt olduğu için 2000’lerde Brad Mehldau geldiğine göre bunu söyleyemeyiz. Aydın’ın döneminde Keith Jarret’ın böyle kayıtlar yaptığını biliyorum. Chick Corea genelde bu tip unisonları kullanır. Hiç bilmiyorum bu kaydını ama…
Chick Corea, Miroslav Vitous, Roy Haynes . Now He Sings Then He Sobs sonrasında yaptıkları bir albüm. Trio Music.
Evet, Mirsolav’ın o kirli arşe çekişlerinden belli oluyor, ben de başka albümleri de var. Parça tonal olmadığı için Chick Corea’yı son bir kaç harekette yakaladım.
80’lerde kaydedilmiş, o dönem Chick Corea böyle çılgın müzikler yapıyordu.
Bud Powell
Portrait Of Thelonious
Colombia 1965
Off Minor – T.Monk
Bud Powell (piyano)
Pierre Michelot (kontrbas)
Kenny Clarke (davul)
Bu kayıt da oldukça eski. 60’lar falan gibi. Piyano çalarken konuşuyor sesler çıkarıyor Keith Jarret gibi. Majör, minör geçişleri var hep. Siyahi biri olsa gerek diye düşünüyorum. Çok da o kadar eski değil gibi geldi şimdi. Mulgrew Miller var, ama o daha modern çalan bir adam. Bu çarpmalar birini andırıyor. McCoy olamaz o da modern çalar. Adam bayağı bayağı change’lerin üstüne çalıyor burada. Biraz pis çalıyor, Ahmet Jamal’ın eski kayıtlarında böyle pis çalma vardır. Monk da olabilir. Bu piyanist Kerem Görsev’in sevdiği bir piyanist de olabilir. Çünkü onun çaldığı bazı hareketler de var burada. Bud Powell’ın son dönemleri olabilir.
Bud Powell. Portrait of Thelonious. 1961 kaydı.
Bud Powell’ın genç dönemlerini biliyorum, burada yavaş yavaş modernliğe doğru kayan bir icrası var. İlk dönemlerinde daha bebop gibi daha usturuplu çalıyordu, notaları daha tane tane duyuyordunuz. O da demek ki kendinden sonra gelecek dönemi hazırlamış.
Change’lerin üzerine çalıyor diye bir tabir kullandın onu açıklar mısın?
Anlık değişimleri yakalama. Akor (change) değişirken notayı kaldığı yerden bir sonraki akora armoni notası olarak yarım notayla düşüyor. Bu stilin ilk başlangıcı Bud Powell aslında. Bir sonraki akorun kuvvetli zamanına tam notayla değil yarım nota ile düşmesi. Mi’den sonra Re gelecek, bir sonraki akorda da Re var, re çalmak yerine Re Diyez’e düşüyor.
Bu güzel Körleme için teşekkür ederim Tolga.
Ben de teşekkür ederim.