28 Aralık Çarşamba günü CRR’de gerçekleşecek olan “Louis Armstrong’dan, Astor Piazzolla’ya Yeni Yıl Konseri” öncesi Caz Orkestrası şefi Nail Yavuzoğlu ile görüştük.
Bu proje nasıl doğdu? Ve içeriğinden bahseder misiniz?
Bu proje aslında bizim orkestramızın bir projesi değil, çok değerli bir dostumuz olan Mehmet Mesci’nin bizim adımıza ve bir ortaklıkla daha doğrusu bandoneon virtüözü Tolga Salman ile orkestrayı ilişkilendirerek oluşturduğu bir proje. Louis Armstrong’un ve Astor Piazzola’nın eserlerini çalıyoruz.

Tolga Salman (Photo: internet/unknown)
Konserde hangi eserleri çalacaksınız?
Birkaç tane de bana ait beste var; açılış parçamız Zodiacal Light ki bana ait bir parça, sonra Hello Dolly ile One And Only Love, gibi eserler ile devam edeceğiz.
Ardından vokalist Elif Çağlar Whisper Not ile sahne alacak ve daha sonra Tolga Salman ile Piazzola’ya ait ‘Beşli Konçerto’yu çalacağız.
Sonra benim oğluma yazdığım ‘For Kaan’ adlı bestem ile devam edeceğiz. Çok yüksek bir tempoda bir parçadır. Çok hareketli bir çocuk değildi ama o parça öyle oldu. İlk kez 2008 senesinde Randy Brecker geldiğinde çalmıştık.
Armstrong ve Piazzola geçişlerinde orkestrada nasıl değişiklikler olacak?
Piazzola çaldığımız sırada sadece yaylı sazlar, kontrabas ve piyano var. Onun dışında bigband ve yaylılar bütün orkestra olacak.
Türk Müziği Konservatuarı mezunusunuz, Türk Müziği ve jazz müziğini birbiriyle armonik, ritmik ve melodik olarak karşılaştırabilir misiniz?
Ritmik ve melodik yapı olarak ikisi birbirinden çok farklı ancak her ikisinde de doğaçlama kavramı var. Tabi jazz müziğindeki doğaçlama ile Türk müziğindeki doğaçlama aynı şey değil. Türk müziğindeki doğaçlama bir makamı esas alarak ve tek bir sesin üzerine ya da hiçbir ses olmadan başına yapılan ‘Taksim’ adı verdiğimiz bir doğaçlama; altında bir ritmik süreklilik ya da armonik değişim yok.
Aslında her müziğin kendine ait dili ve cümleleri var ve siz bu cümleleri kullanmazsanız o müziğe ait dili konuşmamış olursunuz.
Bunların içinde mesela Türk müziğinde bu cümleleri yönlendiren öğeler var; diziler, bu dizileri birbirine eklenmesiyle oluşan makamlar, bu makamların içindeki perdeler ve melodik hattaki bir takım kısıtlamalar yani melodinin hareket etmesinde bazı prensipler var, seslerin bitişik olarak hareket etmesi, atlamalı bir hareket yapıyorsa sonrasında melodinin ters yöne dönmesi gibi. İki tane ardarda atlamalı hareket kullanılırsa mesela Türk müziğinin genel yapısı bozulur. Bunun gibi dünyadaki her müziğin kendine ait özellikleri vardır.

CRR Caz Orkestrası (Photo: Selin Çelik)
Kendinizi hangi müzik ile daha net ifade ettiğinizi düşünüyorsunuz? Jazz ve Türk müziğine yaklaşımınızı öğrenebilir miyim?
Benim tercihim tamamen tonal müzikten yana oldu. Aslında birkaç başlığa ayırdım bu konuyu kendi içimde;
1. Bebop dönemine ait yaklaşımlarım ve ona ait parçalarım,
2. Wayne Shorter ve Herbie Hancock’un modern armonik sistemine göre yazdıklarım,
3. Jazz müziği akorları ile Türk müziği esaslı yazdıklarım.
Aslında benim yapmak istediğim jazz’ın içinde Türk müziği cümlelerini kullanmak. İki dili birbiriyle karıştırmak ve başka bir tarz arayışı. Jazz’ın inanılmaz bir ritmi var, Türk müziği çok güzel melodilere sahip olmasına rağmen daha monoton. Jazz’ın ritmi ile anlatım ve ifade gücü arttırılabilir. Ya da jazz’ın içine Türk müziği ritimlerini katabilmek ona yeni bir boyut getirebilir.